
KAN ve AĞLAYAN ZAMBAKLAR
Sessiz ve sakin bir şekilde.
Ve sonra bir hüzün kapladı yüreğimi daldım uzak düşüncelere.
Daldım ve bir daha çıkamadım içinden.
Yüreğim miydi kanayan yoksa omuzum muydu bilmiyorum!
Ama benden bir şeylerin kanadığı kesindi.
Bahçe kapısının kapısının gıcırtısı
Gecenin sessizliğini bölmeye yetmiyordu
Ve ağlayan zambaklar benim için suskundu.
Bugün bir hal vardı her şeyde ve bir suskunluk
Uzaktan havlayan köpek seslerinden başka bir ses yoktu
Ve her zamanki gibi cızırtılı çalan radyom.
Bir onun sesiydi beni düşüncelere daldıran,
Suskunluğumu gözyaşına boğan bir onun sesi olurdu
Oysa ben neler için ağlamazdım ki!
Neler için düşünmezdim ki
Neler için haykırmazdım ki
Ve…
Ben her şey için ağlardım
Aşlar için,ayrılıklar için
Vurgunlar için,acılar için
Terk edişler için ve yıkılmalar için
Ağlardım ben,
Ve ben ağlatarak ağlardım
Zambaklarım ağlardı benimle
Zambaklarımdan başkasını ağlatmadım ki ben!
Kan damlıyordu elime,
Omzumdan ıslak ıslak akıyordu aşağıya
Sıcacık etmişti bedenimi
Durduramamıştım akmasını ne merhemle
Ne de sargı bezi ile.
Ve durduramamıştım kahpece gelen kurşunu
Sırtımı dönmemiştim vurulacağımı bile bile
Sırtından vurulan adam olmamak için
Şimdi bir zambaklarım ağlardı bana
Bir ben ağlardım ağlatan dünyaya.
Kendimi zar zor atmıştım eve
Sıcak su ve makas-bıçak ile
Çıkartmıştım omzumdaki namussuzu
Omzumdan çıkarmıştım ama kalplerden çıkartamamıştım
O melun namussuzluğu
İnsanın içini acıtıyordu
Yüreğini sızlatıyordu
Ve inanın bu kurşundan daha fazla acı veriyordu
Susuyordun olmuyordu,
Görmüyordun olmuyordu
Duymuyordun olmuyordu
İçime işlemişti isyan etmek,
Haksızlığı bitirmek damarlarımdaki kan gibi akıyordu içimde
Ve susmamayı tutku etmiştim bende kendimce.
Dur diyordum
Yapma arkadaş hak var hukuk var diyordum
Al sana hak deyip mermi atıyorlardı üstüme
Tıpkı bu akşamki mermi gibi
Bu kaçıncı mermi bilmiyordum
Sonuncu olmayacak
Evet işte bunu biliyordum
Sonuncu olmayacak.
Anlatıyordum ağlayan zambaklarıma
Anlatıyordum da ağlatıyordum o garipleri
Bir insandan daha anlayışlı olabiliyorlardı bazen
Ve bir insan gibi boyunlarını büküp dinliyorlardı beni.
Ve haksızlığa ağlıyorlardı çaresizce.
Bazen evden çıkarken boyunlarını bükük görürdüm onların
Yalvarır gibi eğerlerdi çiçek başlarını
Ve gitme dercesine gözyaşı dökerlerdi.
Bilirlerdi huyumu
Ben gidince ya vurulur gelirdim,
Ya da uzunca bir süre gelemezdim cezaevine girerdim.
Bilirlerdi huyuma da gitmeyeyim diye ağlarlardı
Ve ben gittiğim akşam dönmezsem
Bilirlerdi yağmur suyuna mahkumluklarını
Ben boş duvarlara mahkum
Onlar yağmura mahkum olurlardı.
Ve işte bugünde ben gelmiştim,
Yaralı gelmiştim
Hasta gelmiştim.
Ve tutsak gelmiştim.
Ve yarında gidecektim
Umuda gidecektim.
Hakka gidecektim
Doğruya ve doğruluğu yaşamaya gidecektim.
Belki yine kanla gelecektim,
Beklide ağlayan zambaklarımı,
Yağmura emanet edecektim.
Mehmet Ali GÜLDAŞ